Obsesif Kompulsif Bozukluk
Obsesif Kompulsif Bozukluk, takıntılı düşünce ve davranışların günlük hayatımızı etkileyecek ve kısıtlayacak noktaya gelmesi durumunda konulan psikolojik bir rahatsızlıktır. Obsesif kompulsif bozuklukluğu anlamak için öncelikle obsesyon ve kompulsiyon kavramlarını bilmemiz gerekmektedir. Obsesyon, istemdışı gelişen düşünce, fikir ya da dürtülerdir. Kişinin isteği dışında gelir ve birey bu düşünceleri mantıkdışı olarak yorumlamasına rağmen bu düşünceler yoğun bir kaygıya sebep olur. Kompulsiyon ise sürekli tekrarlanan davranışlar ya da zihinsel eylemlerdir. Obsesyonların verdiği sıkıntı hissini yani kaygıyı azaltmak ya da ortadan kaldırmak için yinelenen davranışlardır. Obesesif kompulsif bozukluk halk dilinde “ takıntı hastalığı” olarak bilinir ve pek çok tipi vardır. Temizlik ve bulaşma obsesyonları, kuşku ve kontrol obsesyonları, cinsel obsesyonlar, dinsel obsesyonlar, simetri/ düzen obsesyonları gibi pek çok alt çeşidi bulunmaktadır. OKB’ nin nedeni tam olarak bilinememekle birlikte genetik nedenler, beyin işlevlerinde bozulma, çocukluk çağı travmaları, kişilik yapılarının etki olabileceği görülmektedir.
Zaman zaman hepimiz, aklımıza takılan bir düşünce doğrultusunda kaygımızı azaltmak ve rahatlamak için bir takım davranışlarda bulunuruz. Ancak Obsesif Kompulsif Bozukluk’ ta rahatsızlık veren düşünce ve davranışların etkisini azaltmak için bireyler yoğun bir çaba sarf eder. Bireyler bu düşünce ve davranışların mantıkdışı olduğunu bildikleri halde düşünmeyi ve kaygıyı azaltmak için yaptıkları davranışları engelleyemezler. Bu durum onların günlük hayatlarındaki sorumluluklarını yerine getiremeyecek derecede zorlar ve yorar.
Obsesif Kompulsif Bozukluk Tedavisi
Çok uzun süredir devam eden ve şiddeti çok yoğun olan durumlarda bir ilaçla tedavi gerekmektedir. Ancak, düşünce ve davranış döngüsünde ilerleyen bu rahatsızlık için ilaçla tedavi tek başına yeterli değildir. Engel olunamayan düşünce ve davranışları yeniden yorumlamak, davranış biçimlerini değiştirmek ve obsesyon-kompulsiyon arasında yaşanan kaygıyla mücadele etmek için hem bilişsel hem de davranışsal müdahale gerektiği için bilişsel davranışçı psikoterapi yöntemi tedavinin en önemli parçasıdır.